Sultan Ahmet meydanında bulunan
İstanbul Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğü mavi çinileri, ihtişamlı mimari
yapısı ile yerli ve özellikle yabancı turistlerin ilgi odağı olmuştur.
Osmanlı döneminde Defter-i
Hakani Nezareti (Tapu ve Kadastrodan sorumlu Devlet Bakanlığı) olarak
kullanılan binanın içerisinde bulunan mezardan bir çok insanın haberi yoktur.
Eskiden her meslek gurubunun
evliyası olduğu gibi memurların evliyası da bu kabirde yatan Server Efendi
(Dede) olduğu bilinmektedir. Memuriyete yeni başlayacak olan memurlar öncelikle
evliya türbesi olarak da bilinen mezarın başına getirilir, vazifesi uğrunda can
veren Server Efendi’nin başından geçen hadise anlatılırdı.
Görevine çok bağlı olan Server
Efendi, “kaide-i kadime” yani kurallara tam manasıyla uygun hareket ederek, kayıtların muhafazasına önem
verir ve herhangi bir suistimale meydan vermemek için defterlerin dışarı
çıkarılmasına izin vermezdi.
Ser verip sır vermeyen (Başını
verip devlet sırrını vermeyen) Server Efendi’nin hikayesi ilginçtir:
Anadolu’daki iki kasaba
arasında bir mera sınırı ile ilgili çıkan ihtilaf nedeni ile çatışma ihtimali
bulunduğu haberi alınmış, haber saraya aksedince dönemin padişahı Birinci Mahmud araziler ile
ilgili defterleri istetmiş fakat hiç ummadığı cevap ile karşılaşmıştı.
Server Efendi’nin cevabında “
Fatih Sultan Mehmet Han’ın Kanunnamesi’ne göre, Defterhane’den gece vakti defter
çıkarılması men edilmiştir. Sultanımız
af buyursunlar, defteri
çıkartamam” şeklindeki bir cevapla bu isteği reddetmiştir.
Server
Efendinin cevabı kendine ulaştığında gazaba gelen sultan, bu memurun idamını
ferman buyurmuştu. Saban olduğunda huzura kabul edilen Sadrazam, memurun
kanunlara uygun bir davranışta bulunduğunu açıklayınca; padişah pişman olur
idamın durdurulmasını ister. Ancak iş işten geçmiş ve Server Efendi idam
edilmiştir. Duruma çok üzülen Sultan Defter-i
Emini Server Efendi’nin Defterhane binasının bahçesine gömülmesini emreder.
“Ser
verip sır vermeyen” Server Efendi’nin türbesi kutsal bir yer olarak kabul
edildi ve Server Dede memurların evliyası olarak efsaneleşti.
1748 tarihli mezarın baş tarafındaki kitabede “Ser
verip sır vermeyen Server Dede’nin davasına ve sırrına sahip çıkıp, bu uğurda
öldüğü ve bu yüzden Defter-i Hakani binasının avlusuna gömüldüğü” yazılıdır.
Acizane
bu bilgilerden yola çıkarak kendi fikrimi açıklamak isterim: Server Efendi’nin “
Fatih Sultan Mehmet Han’ın Kanunnamesi’ne
göre, Defterhane’den gece vakti defter çıkarılması men edilmiştir.” İfadesinde
özellikle “Kanunnameden” bahsetmesine
rağmen Padişahın buna dikkat etmemesi düşünülemez. Muhtemeldir ki padişaha
ulaşan bilgi bu yönü itibarıyla eksiktir.
Diğer bir husus ise Server Efendi, Padişah tarafından
kendisinin sınandığını sanmış olabilir. Görevine sadık mı değil mi manasında.
Sonuç itibarıyla ecel gelmiş kaçış yolu yok gibi; Defterleri göndermese
Padişahın gazabı, gönderse kanuna karşı gelme durumu. Yani yolun sonu …
YORUMLAR