Tabutun üzerindeki örtü yavaşça
kaldırıldı.Üzerinde kanlı ve bir o kadar da tozlu elbiseleri vardı. Yüzünde tebessüm
bulunan şehidin naşı usulca kabre
indirildi.
Şehitler yıkanmaz,kefenlenmez kanlı elbiseleri
ile defnedilir.Bu sözleri defalarca duymuştum.Nedense bu günkü kadar anlamlı ve
etkili olmamıştı. Dilime ayeti kerime takıldı elimde olmadan
mırıldanmaya başladım.
“Allah yolunda öldürülenlere ölüler
demeyin.Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.”(Bakara-154)
Ayetten anlaşıldığına göre şehid’in manevi anlamda sağ
olduğu kesin. Bunda asla şüphe yok.
Komşuluk dünya hayatında mühim
olduğu gibi kabir hayatında da önemlidir. Hayatta iken iyi insanlarla, Sâlihlerle
beraberlik mutlak önem arzettiği gibi, kabirde de onlara komşu olmak yine çok
önemlidir.Hadîs-i şerifte:
“Ölülerinizi sâlih insanlar arasına
defnediniz” buyurulmuştur.(Deylemî, I,102)
Şehit… sağ olan(bizlerin anlayamayacağı şekilde) Allah’ın hoşnut
olduğu,cenneti kazanmış,kabir azabı görmeyecek olan,en az yetmiş kişiye şefaat edecek olan,Allah katında
nimetlendirilen…sayılamayacak kadar güzel hasletleri olandır.
Ben bunları düşünürken.Kabir toprak ile kapatıldı.Fatihalar… Yasinlerden
sonra insanlar toplu halde kabristanı terk ettiler… Düşüncelerimle yine
başbaşayım…
Madem; hadis-i şerifte Salih insanlar arasına defnolunmayı tavsiye edilmiş. O zaman harekete geçmenin
tam zamanı…
Şehid’in hemen yanı,bitişiği neden olmasın!? Kendimce bir kabir lik yer
ayırdım daha sonra beton ile sabitliyeceğim şekilde etrafına taşlar dizerek
mezar yerimi belirledim. Evet burası benim mezarım.Ama nefsim razı değil ! “ ne
mezarı!.? nereden çıktı bu..! sen daha
gençsin… hayatını yaşa…
Ey nefsim; ne zaman olsa
ölmeyecekmisin? Mezara konmayacakmısın?Ne güzel işte bak kabir yerim,şehidin
yanı başında, böyle bir imkanı nereden bulabilirim? ” bu
şekilde düşüncelere dalmış iken;
O da nesi..! bir dakika! nereye götürüyorsunuz beni?.Ben ölmedim..! bu kalabalık benim için
mi toplanmış? Neden cevap vermiyorsunuz? Duymuyormusunuz beni? bu kefen de
neyin nesi? Yoksa, yoksa …ben gerçekten öldüm mü?… Erken değil mi? hayır hasenat yapacaktım… en son yolda
gördüğüm gözleri görmeyen hasta köpek yavrusunu veterinere götürecektim. Daha
çocuklarımı evlendirecektim… yapacağım
daha çok işlerim vardı…
Ama, ama ben öldüm!!! Beni de aynı
O şehit gibi, kabire indiriyorlar, sağ omzumun üzerine yatırıyorlar. Öncesinde
hazırlanmış tahtaları yan yana dizilerek üzerimi kapatıyorlar. Artık güneş ışığı
tahtaların arasındaki küçük boşluklardan süzülerek çizgiler halinde yer yer kefenimi ışıtıyor.
Ardından bir gürültü! Üzerime toprak atılıyor ve her
toprak atılışında bulunduğum daracık alan biraz daha kararıyor. Tozlu havayı solumakta
zorlanıyorum. Çaresizlik içerisinde bütün gücümle bağrıyorum ama kimse beni
duymuyor. Son bir hamle kalkmaya çalışıyorum. Başım tahtalara çarpıyor ve ...uyanıyorum.
Başımda bir ağrı, bir sersemlik… meğerse uyanma anımda başımı yaslanmış olduğum mezar taşına vurmuşum. Gömleğim terden
sırılsıklam. Hava kararmış, karanlıkta mezar taşları adeta ayakta bekleyen insan
heykelleri gibi, üzerime üzerime geliyorlar. Görmüş olduğum rüyanın etkisi ile korku ve ürperti içerisinde
koşarcasına mezarlıktan kendimi dışarı atıyorum.
Bütün benliğim ile hamd ve şükrediyorum:
Çünkü ben gerçekten şu an itibarı ile ölmüş olabilirdim. Görmüş olduğum rüya
gerçek olabilirdi. Zaten er veya geç rüyada gördüklerimi yaşamayacakmıyım? Bundan
kurtuluşun olmayacağını biliyorum. Ama şükürler olsun, Allah bir fırsat daha verdi. Adeta “Ey kulum! Bak
sana bir fırsat daha verdim. Günlerini boş şeylerle geçirme, Namazını vaktinde ve
güzel kıl. İbadetlerini aksatma. İnsanlarla iyi geçin, dünya malına tamah etme. Şu
anda ölü olsan bunları yapamayacaktın. Kalan ömrünü iyi değerlendir.” Diyor.
Değerli dostlar, aslında her gün küçük
ölümü yaşıyoruz. Uyuduğumuz vakit ruhumuz vucudumuzu terk ediyor Uyandığımız
anda vucudumuza giriyor.Kimi insanlar yataklarında ölü bulunuyor. O zaman vakit
dolmuş, ruh geri dönmemiştir. Aslında her
gün Rabbimizin bize bahşettiği yeni bir ikramıdır.
Ey Şehit ;Sen ne mübarekmişsin… daha
sağlığımda , henüz yaşarken bana faydan dokundu , Rabbim senin vesilenle kabir
hayatını daha ölmeden gösterdi bana, kimbilir vefat edip komşu olduğumuzda Allah’ın izni ile daha ne kadar faydanı
göreceğim. Ruhun şâd olsun. Rabbim şehitlik mertebesini canı gönülden
arzulayanlara bu mertebeyi nasip etsin işaallah…
YORUMLAR