İstanbul’da Topkapı surlarının dibinde fakir bir takkeci yaşarmış. Küçük bir dükkanda namaz takkeleri yapıp satan geçimini bu yoldan temin eden takva sahibi takkeci İbrahim Efendinin tek amacı ve isteği cami yaptırmakmış.
Onun bu arzusunu  bilen arkadaşları bazen ona takılırlarmış. 

“-İbrahim Efendi, neyle yaptıracaksın camiyi? Kendi ekmeğini zor kazanıyorsun.” derlermiş.

Fakat, İbrahim Efendi hiçbir zaman ümidini kaybetmez sürekli dua edermiş:

“- Umulur ki derya tutuşa” dermiş cami yaptırma sevdası içerisinde kor gibi yanarmış.

Bir gün İbrahim Efendi rüyasında nur yüzlü bir Zâtı görür. Bu kişi İbrahim Efendi’ye:

“- Rızkın iki salkım üzümdedir. Bağdat’a git emeline ulaşırsın.” demiş. İbrahim Efendi 
“ Hayırdır inşallah” demiş ancak bir anlam verememiş. İkinci gün yine aynı rüyayla uyanmış. “Hayırdır inşallah” demiş. Acaba gitsem mi, diye düşünmüş  ama tam kararını verememiş.

Üçüncü günde aynı rüyayı görünce “ Bu işte bir hikmet var, bize yol gözüktü” demiş. 

Heybesine yiyeceğini koyarak kimseye bildirmeden yollara koyulmuş. Zahmetli bir yolculuktan sonra Bağdat’a gelmiş. Çok acıktığı için bir Han’dan içeri girmiş bir köşeye oturarak çantasından çıkarttığı kuru ekmeğini yemeye başlamış. Onun yavan ekmeği yediğini gören Hancı, acıyarak kapının önündeki asmadan iki salkım üzüm kopartarak İbrahim Efendiye vermiş. İbrahim Efendi salkımları yemiş ve kalkmış.

Olan biten karşısında Hancı şaşırmış. Hancı öğrenmek maksadıyla İbrahim Efendi’ye; nereden gelir, nereye gidersin bu telaşın nedir? diye sormuş.

İbrahim Efendi de İstanbul’dan geldiğini söylemiş ve rüyasını anlatmış.
Rüyamda bir Zât “Rızkın iki salkım üzümdedir. Bağdat’a git dedi. Bende geldim rızkımı yedim şimdi geri dönüyorum.” demiş.  
Bunun üzerine Hancı:

“-Ne tuhaf, adam iki salkım üzüm için İstanbul’dan kalkıp Bağdat’a gelir mi hiç? Bana rüyamda bir Zât  İstanbul’da Topkapı surlarının dibinde takkeci İbrahim Efendi var onun ocağının altında gömülü iki küp altın var dedi. Ben iki küp altın için İstanbul’a gitmezken sen iki salkım üzüm için kalkıp Bağdat’a geliyorsun.” demiş.

Mesajı alan İbrahim efendi, vakit kaybetmeden İstanbul’a dönerek ocağının altıdaki iki küp altını çıkartarak bu gün Topkapı’da "Takkeci İbrahim Ağa" namı ile bilinen camiyi yaptırmış.


 Önce sağlam niyet, sonra tevekkül, Rabbim dilerse zor yok vesselam.