İnsanın her yıl, özellikle yaz aylarında tatil yapma adı altında, seyahat yapma gezme ihtiyacı oluyor.Genelde içindeki boşluğu doldurmak, sıkıntılarından kurtulmak adına yapılan seyahatler için harcanan paralar, çözüm olmuyor.Dünyaca ün yapmış tanınan yerlere gitse, içindeki kaybettiği huzuru bulamıyor bu eksikliği bir türlü dolduramıyor.

İnsan yaradılış itibarıyla ruh ve beden, madde ve mana’dan teşekkül etmiştir.
Mutluluğumuzu sağlayan, ruh tarafıdır.Ruhumuzun manevi anlamda aç olması halinde; ne para,ne makam,  ne  şöhret ve ne de yapılan seyahatler insanı mutlu etmeye yetmiyor.

Peygamber efendimiz (s.a.v) “seyahat ediniz ki sıhhat bulasınız” buyurmuşlardır.Yine günümüzde “Tebdili mekânda ferahlık vardır” tabiri sıkça kullanılır.

Sılayı rahim (akraba ziyareti) yapmak, eş dostu ziyaret etmek, gezilen tarihi yerlerden ibret almak amacıyla yapılan seyahatlerin  insanı ferahlatıcı,dinlendirici  yönünün bulunduğunu  bildirerek, dinimiz bu tür seyahatlerin yapılmasını teşvik etmiştir.

Gezmek,seyahat etmek ; Göz zinası vb.haramlara düşmeye neden  oluyor,geç saatlerde yatıp sabah namazını kalkmamaya neden oluyor, kulluk görevlerini yerine getirmeyi engelliyorsa  çok  zararlıdır.    

Ruhuna hitap etmeyen sırf nefis ve ten planında seyahat yapan gezip tozan insanların seyahat dönüşlerinde nasıl yorgun argın bitkin bir vaziyette evlerine döndüklerine şahit olmuşuzdur.Her ne kadar çevrelerine  sahte gülücükler saçsalarda gerçek değişmiyor.İçlerindeki huzursuzluk yine aynen devam etmektedir.

Avrupa, Uzakdoğu,Afrika (safari) seyahatlerine bıkmak usanmak bilmeden defalarca giden, bir çok insanın ömür boyu göremeyeceği paraları gözünü kırpmadan harcayan  insanlar, bu seyahatlerini her yıl aksatmadan devam ettirmeyi kendilerine prensip edinenler, neden se !? Hac ve Umre sözkonusu edildiğinde; Borçlarının çokluğundan,oğlunu,kızını evlendirmediğinden tutunda, torununa alacağı eve kadar bin bir bahane uydurarak karşında iktisatçı kesiliyorlar.

Hatta düşüncelerinde haklı olduğunu inandırmak için, bunca fakir fukara varken,  Hacca mı gidilir? İsraftır.! Diyerek, fakiri gözeten,israftan sakınan,hayır hasenat sahibi insan pozuna bürünüyorlar.Buda yetmezmiş gibi Hacca ve Umreye gitmek isteyenlere, bu olumsuz düşüncelerini her ortamda üzerine vazife imiş gibi  anlatır dururlar.

Her şeye aklı yeten (!) bu insanlar nasıl oluyorsa, şartlarına haiz olan her insanın Hacca gitmesinin  farz olduğunu bir türlü anlamazlar. Daha doğrusu anlamak istemiyorlar.Bu davranışları ile Allah ve Rasulüne karşı geldiklerinin farkında bile değiller, oysa ki aşağıdaki ayet-i kerime bu durumu ne güzel açıklamış:

 “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve her zaman doğru ve hak söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.Kim Allah’a ve Rasulüne itaat ederse,muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” (Ahzab, 33/70-71.)